4 Temmuz 2010 Pazar

Devler Neden Başarısız Oldu ?

Güney Afrika'da düzenlenen 2010 Dünya kupasının sonuna doğru yaklaştık artık. İlk başlarda çok sıkıcı maçlar oluyordu ve turnuvadan zevk alamıyorduk ancak ikinci tur ve özellikle Çeyrek final maçları bizleri bazı anlarda çok heyecanlandırdı ve seyir zevki verdi. Büyük süprizlerinde yaşandığı bu Dünya kupasında son finalistler İtalya ve Fransa , kupaya grup aşamasında veda ederken, Dünya kupasını en çok kazanan Brezilya ve kupanın favorilerinden olan İngiltere ile Arjantin çeyrek final sonrası evine döndü.Bu tip büyük takımlar turnuvadan erken elendikleri zaman her suçu teknik adam üstüne yüklerler ve genelde de zaten teknik adamın başarısızlığıdır. Bu kupada da teknik direktörlük olarak başarılı olamayan bir kaç devin neden başarılı olamadıklarını sizlere kendi düşüncelerimle sunuyorum.

1- Dunga ( Brezilya)




















Dunga , Brezilyalı futbolcular arasında unutulmayacak efsane bir isim ancak teknik direktör olarak başarılı bir performans sergileyemedi. Güney Amerika elemelerinde mücadele ettikler grubu Lider olarak tamamladılar ve turnuvayada iyi bir başlangıç yaptılar ancak bu kadar erken elenmelerini kimse beklemiyordu.Kadroya Milan'da çok iyi bir sezon geçiren Pato & Ronaldinho gibi yıldızları almayan Dunga, sol bek olarakda Marcelo'nun alternatifini iyi seçemeyince büyük eleştirilere maruz kaldı. Zaten en büyük sorunları sol kanatlarında yaşandı. Bastos gibi bir sol açık oyuncusunu sol bek oynatmak zorunda kaldılar.

İyi sezon geçiren formda yıldızları kadrosuna almayarak, Serie A'da Juventus'da kötü bir sezon geçiren Melo'ya güvenen Dunga, belkide en büyük hatalarından birisini yaptığını elendikten sonra fark etti. Melo'nun yüzünden Hollanda karşısında kupaya veda ettiler.

Genelde ofansif yönüyle tanınan bir takım olan Brezilya'da bu turnuvada savunmaya daha çok ağırlık verdi Dunga.Bu nedenle kalesinde gol gördükten sonra hücum yapmakta zaman zaman sıkıntı yaşadılar. Zaten ön liberoda oynattığı Ramires, Melo, Alves gibi isimler defansif isinler. Kaka'da kendisinden bekleneni veremeyince Robinho ve Fabiano'ya bakar oldular. Ancak rakip takım savunması bu ikiliyi durdurunca Brezilya'da durmuş oldu.

Zaten ağırlıklı olarak savunmaya önem veren Dunga, Luis Fabiano ve Robinho'nun etkisiz olduğu maçlarda oyunu çevirebilecek bir kapasitede yıldızıda alternatif olarak almamıştı. Nilmar Brezilya'da çok iyi bir sezon geçirdi ancak milli takım tecrubesi yok. Grafite'de aynı şekilde. Baptista ise daha çok bir orta alan oyuncusu. Sonuç olarak durum böyle olunca kupaya Çeyrek finalde Hollanda karşısında veda ettiler.


2 - Marcelo Lippi ( İtalya )
















Açıkça söylemek gerekiyorki aslında Marcelo Lippi'nin bu turnuvada da İtalya'nın teknik direktörü olması başlı başına bir hataydı. Çümkü teknik adamlığı dışında özel hayatıylada İtalya'da sorunlu bir kişiydi ve bu sorunlar takımada yansıdı. Sanpdoria'nın formda golcüsü Antonio Cassano yaşanan kişisel sorunlar nedeniyle kadroda yer bulamadı. Fabrizio Miccoli ise Luciano Moggi aleyhine tanıklık ettiği için kadroya alınmadı. Takımda sezonu şampiyon tamamlayan İnter'den 1 isim bile kadroya çağırılmadı.

Müthiş savunmasıyla ön plana çıkan İtalya'da , hücum anlayışıda yoktu.  Yeni Zellanda gibi zayıf bir ekipten bile gol yediler ve puan kaptırdılar. Paraguay karşısında şanslarının yardımıyla gol buldular. Slovakya karşısında ise 2-0 yenik duruma düştükleri zaman skoru çevirelebilecek bir forvete ihtiyaç duydular.

2006'Da başarılı olan ve şampiyonluğa ulaşan takımdaki bir çok isim yine bu kadroda yer aldı. Alt yapıdan genç yetenekli bir isim kadroya dahil etmediler. Çok yaşlı bir kadroyla turnuvaya başladılar.

Takımda yaratıcı nitelikte bir futbolcu yoktu. Değişik hücum varyasyonları gerçekleştiremediler. 4-3-3 taktiğinde başarılı olamamalarına rağmen sisteminden vazgeçmediler ve sonuç olarak henüz grup aşamasında kupaya veda ettiler.


3-) Fabio Capello ( İngiltere )















Oyun sistemindeki en büyük yanlışlığı kuşkusuz Lampard ve Gerrard'ı yanyana oynatarak yaptı. Bu nedenle dünyanın en iyi orta saha göbeklerinden olan iki yıldızından yararlanamadı.Aaron Lennon ve Shaun Wright-Phillips gibi süratli sağ kanat oyuncuları da solda işlevsiz kaldı .Alışkın olmadıkları mevkilerde oynamak zorunda kalan oyuncular isteneni veremedi.

Kalede büyük sıkıntılar yaşadılar. Ferdinand'ın sakatlanması ve kadroda yer alamamasının savunma gücünü azaltacağı biliniyordu. Takımın ilk kalecisi Green'nin yüzünden ilk maçta ABD ile berabere kalarak şanslarını son maça taşımak zorunda kaldılar. Alternatif kaleci James ise artık iyice yaşını doldurmuş ve geçen sezon Portsmouth'da gol yeme rekoruna koşmuştu. Hal böyle olunca Almanya gibi ofansif açıdan güçlü bir takım karşısında dağıldılar ve tam 4 gol yediler.

4-) Raymond Domenech ( Fransa )















Playoff’ta Thierry Henry’nin eliyle İrlanda’yı safdışı bırakmaları büyük tepki toplamıştı. Turnuvaya katılamayabilirlerdide.Genel olarak eleme maçlarında sergiledikleri kötü futbol ve Mart ayında hazırlık karşılaşmasında İspanya’ya mahkum kalmaları Fransızların Dünya Kupası’ndan fazla umutlu olmamasına neden oldu. Zaten neredeyse tek bir kişinin bile sevmediği ama inatla takımın başında tutulan teknik direktör Raymond Domenech’in varlığı bile başlıbaşına bir sorundu. Bu kadar kaliteli bir kadroya defansif ağırlıklı, sıkıcı bir futbol oynatması eleştirilere neden oluyordu ki bu turnuvanın onlar için bitimi ve Domenech'in takımdan ayrılması ile bu eleştiriler son buldu.


Dunga ve Lippi gibi Domenech de kadro seçiminden yana çok eleştirildi. Karim Benzema ve Samir Nasri gibi ülke futbolunun yetiştirdiği yetenekli isimleri kadroya almadı. İki defansif orta saha oyuncusunda ısrar eden Domenech, takımın hücum yönünü zayıflattı. Faroe Adaları gibi aşırı zayıf takımlara karşı bile taktiğinde en ufak değişiklik yapmadı. Grupta Uruguay  ve Meksika karşısında gol bulamadı.

Taktik olarak ve kadro seçimi olarak yanlışlarının dışında oyunucularla iletişimdede büyük sorunlar yaşattı. Anelka ve Evra ile yaşadığı sorunlar takıma çok büyük etki yaptı ve takımın performansını bir hayli etkiledi. Sonuç olarak son finalist, bu kez grup aşamasında elendi.


5-) Diego Armando Maradona ( Arjantin )
















Maradona'nın futbolculuk kariyeri tartışılmaz elbette gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan biri ancak teknik direktör olarak iyi biri olmadığı ortada. 

Zaten takıma ilk geldiği zamanda çok eleştirilmişti, turnuvaya aldığı isimlerlede.Takımın hücum gücü elbette tartışılmaz ancak futbol sadece hücum oyunu değil. Maradona'nın kafasında Tevez-Higuain-Messi üçlüsü adeta kazanmış haldeydi. İnter'de müthiş bir sezon geçiren ve Şampiyonlar Ligiyle, Serie A şampiyonluğunda büyük pay sahibi olan Milito, Atletico Madrid'de UEFA kupası şampiyonluğu yaşayan ve geleceğin en büyük yıldızlarından biri olarak görünen Aguero, turnuvaya yedek kulubesinde geçirerek veda etti. Bu kadar etkili hücum hattına sahip olmasına rağmen, Arjantin'nin savunması hiçbir zaman güven vermedi. İleri uçta pres yapan isim yok, orta alanda ise Mascherano tek başına güçlü Almanya orta sahasına yetmedi. 

Güçsüz takımlar karşısında başarılı sonuçlar aldılar evet ancak Almanya gibi güçlü bir takım karşısında tüm sorunları ortaya çıktı takımın. Mascherano'nun yanına pres yapan, mücadele eden bir Cambiasso arandı her zaman Ancak Maradona'nın kadroya almadığı bir isimdi. Yine savunmada tecrubesiyle, azmiyle, istikrarıyla ön plana çıkan Javier Zanetti arananan bir isim oldu ancak o da yok ! Hal böyle olunca güçlü Almanya orta sahayı çok rahat geçti ve vasat Arjantin savunmasına karşıda hücumda başarılı olarak çok farklı bir skor elde etti.

0 yorum:

Yorum Gönder